24 Temmuz 2025
Ensest, bireylerin yakın kan bağına sahip oldukları akrabalarıyla cinsel ilişki kurmalarını ifade eder. Bu tür ilişkiler yalnızca bireysel düzeyde travmatik sonuçlar doğurmakla kalmaz, aynı zamanda toplumsal yapının temellerini sarsabilecek düzeyde geniş etkilere sahiptir. Modern toplumlarda hem etik hem de hukuki açıdan kesin bir şekilde yasaklanmış olan ensest ilişkiler, aile kurumunun bütünlüğünü bozan, bireyin sağlıklı gelişimini engelleyen ve sosyal normlara doğrudan tehdit oluşturan bir olgudur¹.
Ensestin yalnızca bireyler arası bir “özel mesele” olarak değerlendirilmesi yanıltıcıdır. Zira bu tür ilişkiler, çoğunlukla güç dengesizliğine dayalı olarak gerçekleşmekte ve istismar boyutuna ulaşmaktadır. Bu durum, özellikle çocukların maruz kaldığı ensest vakalarında açıkça gözlemlenmektedir. Ensest, bir cinsel tercih olmaktan çok bir istismar biçimi olarak karşımıza çıkmakta; dolayısıyla bireysel özgürlük çerçevesinde değerlendirilmesi mümkün olmayan bir sosyal sorun niteliği taşımaktadır².
1. SOSYAL YAPI ÜZERİNDEKİ ETKİLER
Ensest ilişkiler, toplumun en küçük ve en temel yapı taşı olan aile kurumunu tehdit eder. Aile, bireyin sosyalizasyon sürecini şekillendiren, değerlerin ve normların aktarıldığı birincil mekandır. Ensest vakalarının yaşandığı aile yapısı, bu temel işlevleri yerine getiremez hale gelir. Bu durum, yalnızca bireyin değil, dolaylı olarak toplumun geleceğini de tehdit eder³.
Aile içi güven ortamının bozulması, ensestin en doğrudan sonuçlarından biridir. Aile üyeleri arasındaki rollerin ve sınırların ihlali, çocuklar başta olmak üzere bireylerde kalıcı güvensizlik duygularına neden olur. Toplumun sağlıklı bireylerden oluşması, güven ortamında yetişen nesillere bağlıdır. Ensest gibi olaylar, bu güvenin kökten sarsılmasına ve bireylerin sağlıksız ilişkiler geliştirmesine neden olur⁴.
Ensestin yaygınlaştığı toplumlarda sosyal normların zayıfladığı, ahlaki çöküşün arttığı gözlemlenmektedir. Ensest, yalnızca yasaların değil, toplumsal değerlerin de ihlalidir. Bu tür norm dışı davranışların görünür hale gelmesi ve normalleştirilmesi, toplumun kolektif ahlaki yapısını zedelemekte; bireylerin sosyal ilişkilere dair beklentilerini de olumsuz yönde şekillendirmektedir⁵.
2. PSİKOLOJİK VE BİREYSEL TAHRİBATLAR
Ensest ilişkilerin mağdurları, çoğunlukla uzun vadeli psikolojik travmalar yaşamaktadır. Bu travmalar arasında depresyon, post-travmatik stres bozukluğu (PTSD), anksiyete, özsaygı eksikliği ve intihar eğilimleri başı çekmektedir⁶. Özellikle çocuk yaşta maruz kalınan ensest, bireyin tüm yaşamını etkileyen bir kırılma noktası oluşturur.
Ensest mağdurları, genellikle suçluluk ve utanç duygularıyla baş başa kalırlar. Toplumsal baskılar, mağdurların yaşadıkları durumu dile getirmesini engelleyebilir. Bu sessizlik, travmanın katmanlaşmasına neden olur. Mağdurun yaşadığı izolasyon, tedavi ve rehabilitasyon süreçlerini de zorlaştırır⁷.
Uzun vadede, ensest mağdurlarının sosyal ilişkiler kurmakta zorlandığı, güven sorunları yaşadığı ve kendi ebeveynlik rollerinde ciddi sıkıntılarla karşılaştıkları görülmektedir. Bu durum, travmanın bir nesilden diğerine aktarılmasına zemin hazırlar. Dolayısıyla ensest yalnızca bir bireyin değil, gelecek kuşakların da ruh sağlığını tehdit eder⁸.
3. HUKUKİ VE ETİK SORUNLAR
Birçok ülkenin hukuk sisteminde ensest, açık bir şekilde suç olarak tanımlanmıştır. Türkiye’de de TCK kapsamında belirli akrabalık dereceleri arasında cinsel ilişkiler suç sayılmakta ve ağır yaptırımlar uygulanmaktadır⁹. Ancak yasal düzenlemelere rağmen, ensest vakaları çoğunlukla gizli kalmakta ve adli mercilere yansımamaktadır.
Ensestin tespiti ve cezalandırılması, çoğu zaman mağdurun beyanına dayandığından, bu konuda ispat yükümlülüğü ciddi bir sorun oluşturmaktadır. Mağdurun suskunluğu, delil yetersizliği veya toplumsal baskılar, faillerin cezasız kalmasına yol açmaktadır. Bu da mağdurun yeniden travmatize olmasına neden olmakta ve adalet duygusunu zedelemektedir¹⁰.
Etik açıdan ise ensest, bireyin özerkliğini ve rızasını ihlal eden bir eylem olarak değerlendirilmektedir. Aile içi hiyerarşi ve güç dengesizlikleri, gerçek bir rıza ortamının oluşmasını imkânsız kılar. Dolayısıyla ensest, yalnızca yasaların değil, evrensel etik değerlerin de ihlalidir¹¹.
SONUÇ
Ensest, bireysel düzeyde derin yaralar açan, toplumsal yapıyı zedeleyen ve etik normları ihlal eden ciddi bir sorundur. Aile kurumunun zayıflamasına, bireylerin psikolojik travmalar yaşamasına ve toplumsal normların çökmesine neden olur. Bu yönüyle ensest, yalnızca bir cinsel sapma değil, çok katmanlı bir toplumsal kriz olarak ele alınmalıdır.
Toplumların ensesti önlemede etkili olabilmesi için yalnızca cezai önlemler yeterli değildir. Eğitim politikalarının güçlendirilmesi, aile içi şiddetle mücadele programlarının yaygınlaştırılması ve psikososyal destek hizmetlerinin erişilebilir hale getirilmesi gerekmektedir. Aynı zamanda toplumsal farkındalığın artırılması, mağdurların seslerini duyurabilecekleri güvenli alanların oluşturulması açısından kritik önem taşımaktadır.
Sonuç olarak, ensest vakalarıyla mücadele yalnızca hukuki bir görev değil, toplumsal bir sorumluluktur. Her bireyin ve kurumun, bu konuda farkındalık geliştirmesi ve etkin rol alması, sağlıklı bir toplumun inşasında vazgeçilmezdir.
DİPNOTLAR
1. Freud, S. (1913). Totem and Taboo. New York: Vintage Books.
2. Herman, J. L. (1992). Trauma and Recovery. New York: Basic Books.
3. Arıkan, Y. (2014). “Ensest ve Toplum”. Sosyoloji Dergisi, 32(2), 45–67.
4. Kandiyoti, D. (2006). “Güvensizlik Çağında Aile ve Kadın”. Toplum ve Bilim, 108, 12–29.
5. Foucault, M. (1978). The History of Sexuality. Vol. 1. New York: Pantheon Books.
6. Conte, J. R., & Schuerman, J. R. (1987). “The Effects of Sexual Abuse on Children”. Journal of Interpersonal Violence, 2(4), 380–390.
7. Özbay, F. (2011). Aile İçi Şiddet ve Cinsel İstismar. Ankara: Ayraç Yayınları.
8. Browne, A., & Finkelhor, D. (1986). “Impact of Child Sexual Abuse: A Review of the Research”. Psychological Bulletin, 99(1), 66–77.
9. Türk Ceza Kanunu, Madde 104 ve 105.
10. Altıok, A. (2015). “Ensest ve Hukuk: Ceza Hukuku Boyutu”. Adalet Dergisi, 47(3), 120–135.
11. Beauchamp, T.L., & Childress, J.F. (2001). Principles of Biomedical Ethics. New York: Oxford University Press.