Oslo, 8 Ekim 2025
Türkiye’de genç nüfusun organize suç örgütlerine yönelimi, günümüz kriminoloji ve sosyoloji araştırmalarının merkezinde yer almaktadır. Gençlerin çeteleşmesi, şiddet eylemlerine karışması ve suç makinelerine dönüşmesi, yalnızca bireysel nedenlerle açıklanamaz; arkasında ekonomik yoksulluk, işsizlik, sosyal aidiyet eksikliği, kimlik arayışı ve medya etkisi gibi derin yapısal faktörler bulunmaktadır. TÜİK verilerine göre 15-29 yaş arası genç nüfusun işsizlik oranı 2023 yılında %20,1 olarak kaydedilmiş ve lise altı eğitim seviyesindeki gençlerde bu oran %28,7’ye kadar çıkmıştır (TÜİK, 2023). Bu veriler, gençlerin ekonomik kırılganlığını ve yasa dışı gruplara yönelme riskini ortaya koymaktadır.
Gençlerin Suçla İlişkili Sosyal ve Ekonomik Nedenleri
Gençlerin organize suç örgütlerine yönelmesinde ekonomik faktörler temel belirleyicilerdendir. Türkiye’de genç işsizliği, özellikle düşük eğitim seviyesine sahip bireylerde ciddi boyutlardadır. Düşük gelirli bölgelerde yetişen gençlerin çetelerde yer alma olasılığı araştırmalarla kanıtlanmıştır (Çakır, 2020). Sosyal aidiyet eksikliği de gençleri çeteler aracılığıyla kimlik ve toplumsal bağ arayışına yönlendirmektedir (Özdemir, 2018).
Psikolojik etkenler de bu sürecin ayrılmaz bir parçasıdır. Aidiyet eksikliği, düşük benlik saygısı ve risk arayışı, gençlerin şiddet ve liderlik içeren suç örgütlerine katılmasını tetiklemektedir (Kaya, 2019). Sosyal kurumlara erişim eksikliği, gençlerin kimlik ve statü arayışlarını yasa dışı yapılarda tatmin etmelerine yol açmaktadır.
Medya ve sosyal medyanın rolü, gençlerin çete kültürünü özdeşleştirmesinde giderek artmaktadır. Çetelerin şiddet eylemleri, lüks yaşam ve güç gösterileri sosyal medya üzerinden gençlere sunulmakta, bu durum özdeşleşmeyi ve suç eğilimini artırmaktadır (Yılmaz, 2021).
Göç ve bölgesel eşitsizlikler de gençlerin çeteleşmesini etkileyen diğer önemli faktörlerdir. İç göçle büyük kentlere gelen gençler, sosyal bağlarını kaybederek çetelerin nüfuz alanına daha kolay dahil olmaktadır (Erdoğan, 2022).
Bu bağlamda, ekonomik yoksulluk, aidiyet eksikliği ve sosyal dışlanmışlık bir araya geldiğinde, gençlerin çeteleşme riski artmaktadır. Bu veriler, gençlerin suç örgütlerine yöneliminin çok boyutlu bir sosyal olgu olduğunu göstermektedir.
Türkiye’de Gençlerin Çeteleşmesi ve Şiddet Eylemleri
İstanbul, Ankara ve İzmir gibi metropollerde gençlerin çeteleşmesi somut olarak gözlemlenmektedir. Gazi Mahallesi Çetesi, Küçükçekmece Çetesi ve Bağcılar Çetesi gibi gruplar, gençleri hem ekonomik kazanç hem de sosyal aidiyet sağlamak için çekmektedir (Çakır, 2020). 2022-2023 yıllarında İstanbul ve Ankara’da gerçekleşen 150’den fazla silahlı çatışma ve yaralama olayının çoğunda gençler aktif rol oynamıştır (Emniyet Genel Müdürlüğü, 2023).
Sosyal medya, çetelerin etkisini artıran bir diğer faktördür. Instagram, TikTok ve YouTube üzerinden paylaşılan şiddet içerikleri, gençlerin çete kültürünü özdeşleştirmesini sağlamaktadır (Yılmaz, 2021). Bu videolar, gençler için güç, statü ve tanınırlık sembolü haline gelmekte ve fiili suç eylemlerine yönlendirmektedir.
Çeteler, gençlerin hem ekonomik hem sosyal hem de psikolojik ihtiyaçlarını karşılayarak onları suç döngüsüne dahil etmektedir. Örneğin Bağcılar Çetesi ve Sancaktepe Çetesi, gençleri bölgesel hakimiyet kurmaya zorlamakta ve suç ağına entegre etmektedir (Özdemir, 2018). Bu durum, gençlerin aile ve toplumsal bağlarını zayıflatmakta ve suçun kuşaktan kuşağa aktarılmasını kolaylaştırmaktadır.
Bu noktada, çeteleşme sadece bireysel bir sorun değil, aynı zamanda toplumsal bir olgu olarak değerlendirilmelidir. Sosyal medya, ekonomik kırılganlık ve aidiyet eksikliği bir araya geldiğinde, gençler için çeteler cazip bir alternatif haline gelmektedir. Bu veriler ışığında, etkili önlemler geliştirilmesi zorunludur.
Gençlerin Kimlik Arayışı, Aidiyet Eksikliği ve Psikolojik Faktörler
Gençlik dönemi, kimlik ve aidiyet arayışının en yoğun olduğu dönemdir (Erikson, 1968). Sosyal dışlanmışlık yaşayan gençler, çetelerde geçici bir aidiyet ve toplumsal kabul bulmaktadır. Örneğin Gazi Mahallesi ve Küçükçekmece’deki çeteler, gençlere “biz bir aileyiz” mesajı vererek aidiyet duygusunu tatmin etmektedir (Çakır, 2020).
Sosyal medya, gençlerin kimlik inşasında kritik bir rol oynamaktadır. TikTok ve Instagram videoları, çetelerin güç ve lüks yaşamını cazip hale getirerek gençlerin özdeşleşmesini sağlar (Yılmaz, 2021). Bu durum, gençlerin riskli ve şiddet içerikli davranışları normalleştirmesine yol açmaktadır.
Psikolojik olarak, düşük benlik saygısı ve risk arayışı gençlerin çetelere katılımını artırmaktadır (Kaya, 2019). Çeteler, gençlere ekonomik kazanç ve sosyal statü sunarken, aidiyet ve kimlik boşluklarını da doldurur. Ancak bu, kalıcı toplumsal entegrasyonu sağlamaktan uzaktır ve suç döngüsünü pekiştirir (Özdemir, 2018).
Bu veriler ışığında, gençlerin suç örgütlerinden uzak tutulması için psikolojik destek ve sosyal aidiyet programları geliştirilmelidir. Sosyal medya okuryazarlığı ve farkındalık programları, gençlerin olumsuz özdeşleşmesini azaltmada etkili bir araçtır.
Türkiye’de Fiili Örnekler ve Vaka Analizleri
İstanbul, Ankara ve İzmir’de faaliyet gösteren çeteler, gençlerin organize suç örgütlerine yöneliminin somut örnekleridir. Gazi Çetesi, Küçükçekmece Çetesi ve Bağcılar Çetesi, gasp, silahlı çatışma ve bölgesel tahakküm eylemleriyle gençleri kendine çekmektedir (Çakır, 2020). Emniyet raporlarına göre 2022-2023’te bu çetelerin faaliyetlerinde yer alan gençlerin oranı oldukça yüksektir (Emniyet Genel Müdürlüğü, 2023).
Ankara’daki Sincan Çetesi ve Altındağ Çetesi, gençleri hem uyuşturucu ticareti hem de gasp eylemleriyle çete ağına dahil etmektedir (Erdoğan, 2022). Sosyal medya üzerinden paylaşılan şiddet ve güç gösterileri, gençlerin bu yapıların etkisine girme olasılığını artırmaktadır (Yılmaz, 2021).
Bağcılar Çetesi ve Sancaktepe Çetesi gibi yapılar, gençlerin ekonomik, sosyal ve psikolojik ihtiyaçlarını karşılamakta; ancak bunun sonucu olarak gençler suç döngüsüne entegre olmaktadır (Özdemir, 2018). Bu durum, suçun kuşaktan kuşağa aktarılmasını ve bölgesel tahakkümün güçlenmesini sağlamaktadır.
Bu noktada, fiili örnekler gençlerin çeteleşme süreçlerini anlamak ve etkili önlemler geliştirmek açısından kritik öneme sahiptir. Sosyal medya ve ekonomik kırılganlık faktörleri göz önünde bulundurularak, gençleri çetelerden uzaklaştıracak stratejiler geliştirilmelidir.
Çözüm Önerileri ve Önleyici Politikalar
Gençlerin çeteleşmesini önlemek için çok boyutlu politikalar gereklidir. Ekonomik destekler, mesleki eğitim ve iş garantili stajlar gençleri suç örgütlerinden uzaklaştırabilir (TÜİK, 2023). Spor kulüpleri ve gençlik merkezleri, sosyal aidiyet ve alternatif kimlik mekanizmaları sağlayabilir (Kaya, 2019).
Sosyal medya farkındalığı programları, gençlerin şiddet ve çete kültürü içeriklerine özdeşleşmesini engelleyebilir (Yılmaz, 2021). Psikolojik destek ve rehabilitasyon programları, suç örgütlerinden ayrılan gençlerin toplumsal entegrasyonunu sağlayabilir (Özdemir, 2018).
Hukuki ve kolluk stratejileri, çetelerin bölgesel hakimiyetini kıracak şekilde güçlendirilmelidir. Gençlere yönelik caydırıcı politikalar, eğitim ve rehabilitasyon programlarıyla desteklendiğinde suç döngüsü kırılabilir.
Bu veriler ışığında, gençlerin suç örgütlerine yöneliminin önlenmesi, ekonomik, sosyal ve psikolojik politikaların eş zamanlı uygulanmasıyla mümkündür. Çok boyutlu stratejiler, gençlerin toplumsal entegrasyonunu güçlendirerek çetelerin etkisini azaltacaktır.
Sonuç
Türkiye’de gençlerin organize suç örgütlerine yönelimi, ekonomik yoksulluk, sosyal aidiyet eksikliği ve psikolojik kırılganlık gibi faktörlerin birleşimiyle açıklanabilir. Gazi Çetesi, Küçükçekmece Çetesi ve Bağcılar Çetesi gibi yapılar, gençlerin ekonomik, sosyal ve psikolojik ihtiyaçlarını karşılayarak suç döngüsünü sürdürmektedir (Çakır, 2020; Özdemir, 2018). Sosyal medya, bu süreçte gençlerin özdeşleşmesini artırarak şiddet ve risk davranışlarını normalleştirmektedir (Yılmaz, 2021).
Bu bağlamda, gençlerin çeteleşme eğilimini önlemek için çok boyutlu ve bütüncül politikalar gereklidir. Ekonomik destekler, eğitim ve spor programları, sosyal medya farkındalığı, psikolojik destek ve hukuki stratejiler bir arada uygulanmalıdır. Bu yaklaşım, gençlerin toplumsal entegrasyonunu güçlendirerek suç örgütlerinin nüfuzunu azaltacaktır.
Özetle, Türkiye’de gençlerin organize suç örgütlerine yönelimi, tek boyutlu önlemlerle engellenemez; ekonomik, sosyal ve psikolojik stratejilerin eş zamanlı uygulanması, suç döngüsünü kırmada en etkili yöntemdir.
Kaynakça
• Erikson, E. H. (1968). Identity: Youth and Crisis. New York: Norton.
• Özdemir, M. (2018). Çeteleşme ve Aidiyet. Ankara: Kriminoloji Dergisi.
• Kaya, H. (2019). Risk Arayan Gençler ve Suç. İstanbul: Psikoloji ve Toplum.
• Çakır, B. (2020). Türkiye’de Gençler ve Suç Örgütleri. İstanbul: Sosyal Araştırmalar Yayınları.
• Yılmaz, F. (2021). Medya ve Suç Örgütleri. İstanbul: Medya Araştırmaları.
• Erdoğan, S. (2022). Göç ve Suç Örgütleri İlişkisi. Ankara: Sosyal Bilimler Dergisi.
• TÜİK. (2023). Genç İşsizlik İstatistikleri.
• Emniyet Genel Müdürlüğü. (2023). İstanbul ve Ankara Suç İstatistikleri Raporu.