Guilin’in Efsanevi Kadınları ve Üç Halkın Zamana Direnen Gelenekleri

Kopenhag, 7 Kasım 2025

Çin Gezi günlügü

Dünyanın en uzun saçlı kadınlarından gümüş ustalarına, müzikle yaşayan topluluklara uzanan Güney Çin kültür mozaiği

Çin’in güneyindeki Guilin şehri, yalnızca masalsı kireçtaşı dağları ve pirinç teraslarıyla değil, aynı zamanda yüzyıllardır korunan eşsiz kültürel gelenekleriyle de dünyanın ilgisini çekiyor. Bu bölge, birbirinden farklı ama aynı köklerden beslenen üç topluluğa ev sahipliği yapıyor: Red Yao kadınları, Miao gümüş ustaları ve Dong müzik toplulukları.

Red Yao Kadınları: Saçın kutsallığı ve yaşamın sembolü

Guilin yakınlarındaki Huangluo Köyü, “dünyanın en uzun saçlı kadınları” olarak tanınan Red Yao topluluğuna ev sahipliği yapıyor. Kadınlar hayatları boyunca yalnızca bir kez —18 yaşına girdiklerinde, yani çocukluktan kadınlığa geçişte— saçlarını kesiyor. Bu kesilen saçlar asla atılmıyor; özenle saklanıyor ve sonradan örgülere veya topuzlara eklenerek yeniden kullanılıyor.

Red Yao kadınları saçlarını pirinç suyu, bitkisel özler ve doğal yağlarla yıkayarak bakım yapıyor. Bu yöntem saçların siyah rengini koruyor ve parlak görünmesini sağlıyor. Saç uzunluğu çoğu zaman 1,5 ila 2 metreyi buluyor. Guinness Rekorlar Kitabı, Huangluo Köyü’nü “dünyanın en uzun saçlı köyü” olarak kayda geçirdi.

Red Yao kadınlarının başlarındaki şapkalar ve saç bağlama biçimleri, toplumsal statülerini gösteriyor: Bekâr, evli ya da çocuk sahibi olup olmadıkları saç biçimleriyle anlaşılabiliyor. Uzun saç günlük işlerde zorluk yarattığından, bu kadınlar çalışırken özel başlıklar takıyor; bu başlıklar aynı zamanda kadın kimliğinin ve olgunluğun simgesi olarak görülüyor.

Miao Kadınları: Gümüşten dokunan bir kimlik

Bölgenin bir diğer halkı olan Miao topluluğu (yerel adıyla “Miav” olarak da anılır), gümüş işçiliğiyle tanınıyor. Miao kadınları evlenirken baştan ayağa gümüş takılar takıyor — bu takılar yalnızca süs değil, aynı zamanda bir koruma, bereket ve refah sembolü. Gümüşten yapılmış taçlar, kolyeler, küpeler ve bilezikler nesiller boyunca aktarılan el emeği eserlerdir.

Miao kültüründe el işi kumaşlar, batik boyalar ve nakışlı kıyafetler, birer hatıra ve sevgi göstergesi olarak hediye edilir. Her motif, ailenin tarihini, doğayla bağını ve atalarının hikâyelerini anlatır. Bu toplulukta “bir kızın elleri, onun kalbinin aynasıdır” denir — zira her genç kız, gümüş takı yapmayı ve nakış işlemeyi öğrenmeden evlenemez.

Dong Halkı: Müzikle yaşayan topluluk

Dong halkı ise Guilin’in doğusundaki dağ köylerinde yaşar ve müzik, bu halkın yaşamında başlı başına bir dildir. Onlar, ahşaptan yapılmış yüksek “davul kuleleri” ile tanınır. Her köyün merkezinde yer alan bu kuleler, yalnızca birer yapı değil; müziğin, haberleşmenin ve birliğin sembolüdür.

Dong halkının “Grand Song” (Büyük Şarkı) olarak bilinen çok sesli koral müzik geleneği, UNESCO tarafından “Somut Olmayan Kültürel Miras” olarak tescillenmiştir. Törenlerde davullar, defler, gonglar ve bambudan yapılan lusheng adlı nefesli çalgı eşliğinde dans edilir. Müzik, Dong halkı için yalnızca bir eğlence değil, aynı zamanda doğayla kurulan manevi bağın ifadesidir.

Kültürel zenginliğin ortak dili

Red Yao, Miao ve Dong toplulukları, farklı diller konuşsalar da doğayla uyumlu yaşam, kadın emeği, ritüel ve müzik üzerinden ortak bir kültürel miras oluşturuyorlar. Her biri kendi tarzında geçmişi yaşatarak modern Çin’in hızla değişen yüzü içinde sessizce direniyor.

Bugün Guilin’e giden ziyaretçiler, pirinç tarlalarının arasında yankılanan Dong ezgilerini, güneşte parlayan Miao gümüşlerini ve rüzgârda dalgalanan Red Yao saçlarını bir arada görebiliyor. Bu manzara, yalnızca Çin’in değil, insanlığın kültürel hafızasında unutulmaz bir iz bırakıyor.

Kaynak:

Tülay Cetinkaya Saracoglu gezi notları, Guinness World Records, UNESCO Intangible Cultural Heritage, China Discovery, China Odyssey Tours, Remote Lands, GuilinHoliday.com, Vogue China.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir