Kopenhag, 9 Kasım 2025
Çin Gezi günlügü
Guilin şehrine yaklaşık bir saat uzaklıktaki Xingping kasabasında, sabah erken saatlerde kurulan yerel pazarın dar sokaklarında yürürken, meyve ve baharat tezgâhlarının arasında farklı bir manzarayla karşılaşıyorum: köpek ve kedi eti satışı yapılan tezgâhlar.
Bu görüntü, birçok yabancı ziyaretçi için şaşırtıcı, hatta sarsıcı olabilir. Ancak Çin’in güney bölgelerinde, özellikle Guangxi Zhuang Özerk Bölgesi’ndeki bazı yerleşimlerde bu tür alışkanlıklar hâlâ varlığını sürdürüyor.

Tarihsel olarak bakıldığında, köpek eti tüketimi Çin kültüründe binlerce yıl öncesine, Shang Hanedanı (M.Ö. 1600–1046) dönemine kadar uzanıyor. Geleneksel Çin tıbbında köpek etinin “vücuda sıcaklık verdiğine” inanıldığı için özellikle kış aylarında tercih edildiği biliniyor.
Bugün ise Çin genelinde bu alışkanlık büyük ölçüde azalmış durumda. Yapılan son anketler, Çin halkının yaklaşık %70 ila %80’inin köpek veya kedi eti tüketmediğini gösteriyor. Modern yaşam tarzının yaygınlaşması ve hayvan hakları bilincinin artmasıyla birlikte köpek eti, artık birçok şehirde gündelik beslenme kültürünün dışında kalmış durumda. Hükümet de 2020 yılında aldığı bir kararla, köpekleri “çiftlik hayvanı” değil “evcil dost” kategorisinde sınıflandırmaya başlamıştı.
Yine de kırsal bölgelerde geleneksel mutfak alışkanlıkları tamamen kaybolmuş değil. Xingping pazarındaki bu manzara, Çin’in modernleşme süreci ile yerel geleneklerin sessiz bir şekilde yan yana var olma çabasını gösteriyor.

Kısacası, “Çin’de hâlâ köpek mi yeniyor?” sorusunun yanıtı tek kelimeyle verilemez. Bu, hem tarihsel hem de kültürel katmanları olan; değişimle geleneğin iç içe geçtiği bir toplumsal dönüşümün hikâyesidir.
Bu dönüşüm, aynı zamanda Çin’in güney mutfağının zenginliğinde de kendini gösteriyor. Tezgâhlarda hâlâ canlı hayvanlar, tütsülenmiş köpek-kedi etleri, tavuk ayakları, paça ve inek işkembesi gibi sakatatlar satılıyor. Ancak bölge halkının büyük çoğunluğu artık taze sebzeler, noodle ve çeşitli etlerden yapılan yemekleri tercih ediyor.


Küçük lokantalarda sunulan yemekler, hem taze malzemeleri hem de lezzet çeşitliliğiyle dikkat çekiyor. Dana eti, tavuk ve ördek; ve taze sebzelerle birleşerek, pazarda gördüğüm manzaradan çok farklı bir sofra kültürü sunuyor. Noodle çorbası, kızarmış tavuk ve sebzeli wok yemekleri, kasabanın günlük yaşamında en çok tercih edilen öğünler arasında yer alıyor.

Bu deneyim, Çin’in kırsal bölgelerinde geleneğin ve modern yaşamın yan yana nasıl var olabildiğini gözler önüne seriyor. Pazardan sofraya uzanan bu yolculuk, sadece yemek kültürünü değil, bölgedeki toplumsal ve kültürel dönüşümü de yansıtıyor.



Kaynak: Tülay’Cetinkaya Saracoglu´nun Çin Günlüğü Notları, Xingping Pazar Gözlemleri, Humane Society International, Dialogue.Earth, Çin Tarım Bakanlığı Arşivleri
