Göbeklitepe’nin Sessiz Tanıkları ve Mirasçıları -2

Göbeklitepe’de bulunan ilk heykellerden birine dokunan kişilerden biriydi Mehmet Tarık Yıldız. 2014 baharında yürütülen kazı çalışmalarında, o dönem kazı ekibindeydi. Bu anısını, Göbeklitepe’de ilk heykeli bulan ve Şanlıurfa Müzesi’ne teslim eden dedesi Şavak Yıldız’ın izinden giderek yaşadı. Bugün sizlerle o küçük ama unutulmaz anısını paylaşıyoruz.

Kazı sırasında bulunan sağlam heykeller kazı evine götürülürdü. Mehmet Tarık da o gün leopar başı heykelini kazı evine götürdü. Heykel oraya ulaşınca önce dikkatlice temizledi, ardından kayıtlarını aldı, fotoğraflarını çekti, çizimini yaptı. Kazı süreci tamamlanınca heykel, diğer belgelerle birlikte Şanlıurfa Arkeoloji Müzesi’ne teslim edildi.

Leopar başı heykeli

Heykelin temizliği tamamen ona aitti. Karpuz büyüklüğünde, yaklaşık 12.000 yıl öncesine ait bu heykeli binlerce yıl sonra ilk defa eline alan kişilerdendi. Büyük bir özenle temizliğini yaptı. Temizlik sırasında Klaus hoca onu uzaktan izliyordu. Bir an dalıp gitmişti ki başını kaldırdığında Klaus’u başucunda buldu. “Nasıl oldu, temiz oldu mu?” diye sorduğunda Klaus gülümseyerek, “Evet, çok güzel oldu.” dedi. Mehmet Tarık, “Diş fırçasıyla temizlesem daha iyi olur mu?” diye sorduğunda ise Klaus gülerek, “Olur olur” cevabını verdi.

Diş fırçasıyla heykelin dişlerini bile temizledi. 12 bin yıllık bir leopar başı heykelinin dişlerini fırçalamak ona nasip olmuştu. Kayıtları masaya koyarak tamamladı ve heykelin teslim işlemleri başarıyla sonuçlandı.

Aradan dört-beş yıl geçti. Bir gün, Şanlıurfa Arkeoloji Müzesi’nde sergilenen o heykeli gördü. Duygulanmamak elde değildi. İster istemez o günü, Klaus hocasını, ilk dokunuşunu hatırladı. Ona şöyle demişlerdi:

“Bir daha istesen de o heykele dokunamazsın.”

Ve gerçekten de artık o heykel, Şanlıurfa Arkeoloji Müzesi’nde sergileniyor.

Kısa ama unutulmaz bir hikâyeydi…

Mehmet Tarık Yıldız

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir