Cevat Şakir Kabaağaçlı’nın denizle yoğrulan yaşamı, köklü ailesi ve edebiyata bıraktığı iz yeniden gündemde
Mavi Sürgünlerin Yazarı: Halikarnas Balıkçısı’nın Edebiyat ve Denizle Yoğrulmuş Hayatı
Son günlerde hem kültürel bir TV dizisi olan “Şakir Paşa Ailesi: Mucizeler ve Skandallar” hem de oyuncu Cem Yığit Üzümoğlu’nun gözaltı süreciyle birlikte tekrar gündeme gelen bir isim var: Cevat Şakir Kabaağaçlı. Edebiyat dünyasında onu herkes “Halikarnas Balıkçısı” olarak tanır; denizi, sürgünü ve Ege’nin tuzlu rüzgârını dizelerine, öykülerine nakşeden o özgün kalemiyle.
Bir Ailenin Kültürle Harmanlanmış Mirası
17 Nisan 1890’da İzmir’de dünyaya gelen Cevat Şakir, köklü bir ailenin çocuğuydu. Babası Girit’te vali ve elçilik görevlerinde bulunmuş olan Mehmet Şakir Paşa, amcası ise II. Abdülhamit’in sadrazamı olan Ahmet Cevdet Paşa’ydı. Bu ailenin sanat damarını ise özellikle kız kardeşi Fahrelnisa Zeid ve yeğeni Füreya Koral taşıdı: İlki modern resmin öncülerinden, ikincisi ise Türkiye’nin ilk kadın seramik sanatçısı olarak sanat tarihine geçti.
Denizle Başlayan Bir Sevda
Cevat Şakir’in çocukluğu Büyükada ve Girit’te geçti. Denizle bu kadar iç içe büyümek, onun yaşamında ve edebiyatında bir iz değil, adeta bir yön tayin etti. Daha sonra sürgün edildiği Bodrum’a ise hayatının en büyük aşkını duydu. Orada sadece yaşamadı; yazdı, gözlemledi, anlattı. Bugünkü Bodrum’un ruhunda Halikarnas Balıkçısı’nın nefesi hâlâ hissedilir.
Onun satırlarında Ege sadece bir coğrafya değil, bir ruh hâlidir. Şöyle der bir şiirinde:
Bu kıta, onun sürgün yıllarına, deniz sevgisine ve insanı içine çeken yazı diline dair çok şey anlatır.
Okurlarımıza Tavsiye: Ege’nin Kıyısında Bir Kitap
Eğer hâlâ Halikarnas Balıkçısı ile tanışmadıysanız, Ege Kıyılarından adlı eserini gönül rahatlığıyla tavsiye ediyoruz. Sadece bir edebiyat eseri değil; aynı zamanda doğaya, insana ve zamana dair bir iç yolculuk sunuyor. Maviyle yoğrulmuş cümleler arıyorsanız, onun kitaplarında dalga sesleriyle karşılaşacaksınız.