Kopenhag, 24 Temmuz
Zeytin ağaçlarını sadece insan eli değil, doğanın küçük mucizeleri de büyütüyor: Karatavuklar, zeytinlerin görünmeyen kahramanları olabilir mi?
Yaz aylarının acı tablosu yine gözlerimizin önünde: Türkiye’nin birçok noktasında çıkan orman yangınlarında binlerce zeytin ağacı yok oldu. Bu kıymetli ağaçların yeniden çoğaltılması için arayışlar sürerken, doğanın kendi döngüsüne kulak vermek gerektiğini hatırlatan çarpıcı bir gerçek daha ortaya çıktı.
Pek çoğumuz, yediğimiz zeytinlerin çekirdeklerini doğaya atmanın yeni bir zeytin ağacına hayat vereceğini düşünürüz. Ancak bu romantik inancın doğada karşılığı yok. Zeytin çekirdekleri, sert ve odunsu kabukları nedeniyle doğrudan toprağa atıldığında çimlenemez. Çünkü içlerindeki fidecikler, bu sert kabuğu kıracak güce sahip değildir.
Peki doğada kendiliğinden büyüyen zeytin ağaçları nasıl ortaya çıkıyor?
Cevabı: karatavuklar.
Bilimsel adı Turdus merula olan karatavuklar, zeytin meyvesinin doğadaki en tutkulu tüketicilerinden biridir. Bu siyah tüylü, sarı gagalı küçük kuşlar, zeytini bütün olarak yutar. Etli kısmını sindirirken, odunsu çekirdeği ise sindiremeden dışkılar. Ancak karatavukların sindirim sistemindeki asit ve kursaklarındaki küçük taşlar, bu çekirdeğin sert kabuğunu inceltir ve yumuşatır. Sonuç olarak, dışkıladıkları bu “hazır hâle gelmiş” tohumlar toprağa düştüğünde filizlenebilir.
Yani yeni bir zeytin fidanı için yalnızca toprak ve güneş değil, bir karatavuğun kursağından geçiş de gereklidir.
Bu bilgi, yalnızca zeytin yetiştiriciliği açısından değil, ekosistemin kırılgan dengesi açısından da büyük önem taşıyor. Zeytin ağacını çoğaltmak istiyorsak, bu süreçte karatavukların rolünü görmezden gelemeyiz. Aksi halde zeytin ağacı dikmeye çalışırken, onun doğal çoğalma döngüsünü kendi ellerimizle yok etmiş oluruz.
Doğaya yalnızca ağaç değil, hayvan da lazımdır. Bu yaz yanan her zeytin ağacının ardından sadece fideleri değil, karatavukların yaşam alanlarını da düşünmeliyiz. Onları avlayarak veya yaşam alanlarını tahrip ederek doğayı eksiltiyoruz. Bu eksilme, bir gün zeytin soframızdan da eksilebilir demektir.
Doğanın tüm parçaları – ağaçlar, kuşlar, böcekler ve rüzgâr – birlikte işler. O halde biz de sadece toprağa değil, tüm canlılara sahip çıkmalıyız. Yoksa ne zeytin kalır, ne karatavuk şarkısı…

Kaynak
- Ornitoloji ve botanik araştırmaları
- Tarım ve Orman Bakanlığı verileri
- Turdus merula üzerine bilimsel makaleler (Avian Ecology & Seeds Dispersal, 2020)
- Tohum Çimlenme Biyolojisi, Prof. Dr. Ersin Yücel (2021)