İstanbul, 6 Ekim 2025
finans piyasasına ‘çifte darbe’ mi vuracak?
Türkiye’nin e-ticaret devi Hepsiburada’yı bünyesine katan Kazakistan merkezli fintech
ve e-ticaret devi Kaspi.kz, şimdi de bankacılık lisansını güvence altına alıyor. Kaspi.kz
CEO’su Lomtadze, Rabobank AŞ’yi yıl sonuna kadar satın alarak Türkiye’de finansal
hizmetler sunma hedefini doğruladı. Bu hamle, Kazakistan’daki entegre ‘süper
uygulama’ modelinin Türkiye’ye uyarlanmasının ilk adımı olarak yorumlanıyor.
E-ticaret ve bankacılık tek elde: Yeni bir finansal ekosistem mi doğuyor?
Kaspi.kz’nin Rabobank AŞ’yi satın alma sürecinin yıl sonuna kadar tamamlanması
bekleniyor. Kaspi.kz CEO’su Mikheil Lomtadze, bu küçük ölçekli, şube ağı bulunmayan
bankanın kendilerine Türkiye’de finansal hizmet sunma lisansı sağlayacağını belirtiyor. Bu,
Kaspi’nin Kazakistan’daki gibi finans, ödeme ve e-ticareti birleştiren (fintech ve e-
commerce) modelini Türkiye’ye taşıma planının kritik bir parçası.
Daha önce Hepsiburada’nın %65,41’lik kontrol hissesini $1.1 milyar karşılığında
bünyesine katan Kaspi, şimdi bankacılık kolunu da ekleyerek pazarda rekabeti kökten
değiştirecek bir yapı kuruyor.
Lomtadze’nin açıklamalarına göre, Kaspi ve Hepsiburada ortak ekiplerle çalışarak Türkiye
pazarına özel, Kazakistan’daki uygulamalara benzer yeni ürünler geliştiriyor. Bu işbirliği,
sadece Türkiye içi pazarı değil, Türkiye ve Kazakistan arasındaki sınır ötesi e-ticaretin de
hızlanmasını hedefliyor. Türk tüccarların Kaspi’de, Kazak tüccarların ise Hepsiburada’da
ürün satmasıyla iki pazarın entegrasyonu hızlanacak.
Ekonomist gözüyle: 2002 sonrası Türk Bankacılık Sektörü ve Yabancı Sermaye
dalgası
Kazakistan merkezli Kaspi.kz’nin bu hamlesi, Türkiye bankacılık sektörünün son 20 yılına
damga vuran yabancı sermaye ilgisinin yeni bir boyutudur diyebiliriz. 2002 krizi
sonrası Türk bankacılık sektörü, güçlü bir yeniden yapılanma ve regülasyon çerçevesiyle
Avrupa’nın en sağlam ve kârlı sektörlerinden biri haline geldi. Bu durum, özellikle 2005-
2010 döneminde uluslararası finans devlerinin Türkiye pazarına büyük bir iştahla girmesine
yol açtı:
Bankacılık sektöründeki yabancı satın almalara örnekler:
İtalyan devi UniCredit, Koç Holding ile ortak olduğu Yapı Kredi‘de payını artırdı.
Belçikalı Dexia (şimdi Belfius), Denizbank‘ı satın aldı. (Daha sonra Sberbank ve son olarak
Emirates NBD’ye geçti.
Yunan National Bank of Greece (NBG), Finansbank‘ın büyük ortağı oldu. (Daha sonra
Katarlı QNB’ye satıldı.)
İspanyol BBVA, Garanti Bankası‘nın hisselerini kademeli olarak alarak kontrolü ele
geçirdi.
Fransız BNP Paribas, TEB‘in stratejik ortağı oldu.
Bu satışlar, sektöre sadece taze döviz kaynağı değil, aynı zamanda uluslararası
standartlarda risk yönetimi, yeni teknolojiler ve ürün çeşitliliği getirdi. Ancak bu son
Kaspi hamlesi, önceki ‘klasik’ yabancı banka girişlerinden ayrılıyor. Kaspi, sadece bir banka
almakla kalmıyor; e-ticaret platformu üzerinden entegre bir dijital finansal
ekosistem kurmayı hedefliyor.
2002 sonrası Türk bankacılığının gücü, sağlam sermaye yeterliliği oranları ve aktif
kalitesinden kaynaklanıyordu. Ancak son yıllarda sektör, artan regülasyon baskısı ve düşük
faiz ortamı nedeniyle geleneksel bankacılık kârlılığında zorlandı.
Kaspi gibi bir fintech/e-ticaret hibritinin girişi, özellikle dijital bankacılık ve ödeme
sistemleri alanında rekabeti keskinleştirecek. Geleneksel bankaların artık sadece şubeleriyle
değil, dijital uygulamaları ve e-ticaret entegrasyonlarıyla da yarışmak zorunda kalacağı yeni
bir dönemin kapısı aralanıyor. Türkiye’de zaten güçlü olan dijitalleşme altyapısı, Kaspi
modelinin başarılı olma şansını artırıyor. Bu gelişme, Türkiye’nin gelecekteki dijital
ekonomisi için bir dönüm noktası olabilir.