Kopenhag, 4 Eylül 2025
Orta Asya’dan Anadolu’ya taşınan keçe geleneği, bugün Türkiye’nin dört bir yanında yok olma tehlikesiyle karşı karşıya. Ülkenin çeşitli illerinde sayıları giderek azalan ustalar, bu binlerce yıllık el sanatını ayakta tutmak için mücadele ediyor.

Koyun ve kuzu yününden yapılan, soğuk hava koşullarına karşı mükemmel yalıtım sağlayan keçe; Türklerin Orta Asya’dan göçüyle birlikte Anadolu coğrafyasına taşınmıştı. Ancak geçmişte onlarca atölyenin işlediği bu geleneksel sanat, günümüzde yalnızca birkaç ustanın elinde yaşam savaşı veriyor.
Anadolu’nun Keçe Merkezleri
Keçecilik geleneği hâlâ Afyonkarahisar, Konya, Şanlıurfa, Balıkesir, Kahramanmaraş, Kars, Isparta ve İzmir’in Tire ile Ödemiş ilçeleri gibi yerlerde sürdürülüyor. Bu şehirlerdeki son kalan ustalar, nesilden nesile aktarılan bilgileri küçük atölyelerinde yaşatmaya çalışıyor.
Örneğin Afyonkarahisar, geçmişte 150 keçeci dükkânıyla Türkiye’nin en büyük merkezlerinden biriyken, bugün yalnızca 3 atölyede üretim yapılabiliyor. Bu şehirde yetişen ve 2016 yılında UNESCO tarafından “Yaşayan İnsan Hazinesi” ilan edilen Ahmet Yaşar Kocataş, hâlâ üretime devam eden nadir isimlerden biri.
Konya’da ise dördüncü kuşak keçeci Mehmet Girgiç, Mevlevi kültürüyle özdeşleşmiş ürünler üzerine çalışıyor. Keçe sikke, semazen kıyafetleri ve geleneksel yer yaygıları üretiminde Türkiye’nin sayılı ustalarından biri olarak biliniyor.


Mesleğin Sessiz Tükenişi
Ustaların yaş ortalaması 60’ın üzerinde. Yeni çırak yetişmemesi, el emeği yerine ucuz ve endüstriyel ürünlere yönelme gibi nedenlerle keçecilik mesleği büyük bir tehdit altında. Birçok ilde ustaların çırak bulamaması, geleneksel motiflerin ve yapım tekniklerinin kaybolmasına neden oluyor.
Urfa Siverek’te Ali Kaçuk, Isparta Yalvaç’ta Gencer Kondal, Balıkesir Susurluk’ta Orhan Patoğlu gibi ustalar da benzer sorunlarla mücadele ediyor. Keçeciliğin yeniden canlanması için bu ustalar, halk eğitim kursları açıyor; bazıları sosyal medya üzerinden ürünlerini tanıtarak ayakta kalmaya çalışıyor.
Yerel ve Küresel Destek Arayışı
Son yıllarda bazı ustalar, geleneksel ürünleri modern yorumlarla yeniden tasarlayarak genç nesillere ulaşmaya çalışıyor. Keçe takılar, çantalar, dekoratif süslemeler ve yoga minderleri gibi ürünler bu kapsamda üretiliyor.
Ayrıca UNESCO, Kültür ve Turizm Bakanlığı, halk eğitim merkezleri ve bazı belediyeler bu zanaatın sürdürülebilmesi için çeşitli destek programları sunuyor. Ancak bu çabalar, henüz mesleği yaşatmaya yetecek düzeyde değil.
Bir El Sanatı Daha Sessizce Yok Olmasın
Keçe sadece bir malzeme değil; göçebe kültürün, dayanışmanın, emeğin ve doğa ile uyumun sembolü. Türkiye’nin dört bir yanındaki son ustalar, bu kültürel mirası yaşatmak için yalnız kalmış durumda. Eğer gerekli destekler verilmezse, birkaç yıl içinde geleneksel keçecilik yalnızca kitaplarda kalabilir.
Kaynak:
TRT Haber, Anadolu Ajansı, Kültür Portalı, Türkiye Turizm Ansiklopedisi, Aris.gov.tr, DergiPark, Fikriyat.com, yerel belediye ve halk eğitim merkezleri arşivleri