Oslo, 10 September 2025
21. yüzyılda genç kuşaklar, toplumsal ve politik değişim süreçlerinde giderek daha etkili bir rol oynamaktadır. Z kuşağı, 1995–2010 yılları arasında doğmuş, teknolojiyle büyümüş ve dijital iletişim araçlarını etkin biçimde kullanabilen bir kuşaktır (Turner, 2021). Bu kuşak, geleneksel siyasi katılım biçimlerinin ötesine geçerek, dijital ve fiziksel alanlarda organize olarak toplumsal taleplerini dile getirmektedir.
Prejarya hareketi, gençlerin ekonomik, sosyal ve politik sistemlere karşı geliştirdiği karşıt eylemleri ifade etmektedir. Bu hareketler, özellikle gençlerin ekonomik ve sosyal belirsizlik dönemlerinde, sisteme meydan okuma biçimi olarak ortaya çıkmaktadır. Türkiye, Şili, Fransa ve Endonezya örnekleri, Prejarya hareketinin farklı ülkelerdeki biçimlerini ve devletlerin bu hareketlere verdiği tepkileri incelemek için önemli veri sunmaktadır.
Türkiye’de gençler ekonomik kriz, işsizlik ve dijital özgürlüklerin kısıtlanması ile sisteme tepki göstermekte, Şili’de öğrenci hareketleri ve gençlik eylemleri ekonomik adaletsizliği protesto etmektedir. Fransa’da Sarı Yelekliler hareketi, gençlerin ekonomik eşitsizlik ve vergi adaletsizliğine karşı tepkisini göstermekte; Endonezya’da ise ordunun sivil alandaki etkisine karşı gençlik hareketleri gelişmektedir (Rodriguez, 2022).
Tarihsel ve Sosyo-Ekonomik Bağlam
Türkiye
Türkiye’de Z kuşağı, ekonomik kriz, işsizlik ve siyasi kutuplaşma ortamında sisteme karşı eleştirel bir tutum geliştirmiştir. Özellikle gençlerin eğitim ve iş fırsatlarına erişimdeki eşitsizlik, protestoların ana tetikleyici unsurlarından biridir (Yıldız, 2023). Sosyal medya, gençlerin örgütlenmesinde ve taleplerini yaygınlaştırmasında merkezi bir rol oynamaktadır.
Türkiye’de gençler, ayrıca dijital özgürlüklerin kısıtlanması ve sosyal medya denetimlerinin artması karşısında sokağa çıkmaktadır. Bu durum, Prejarya hareketinin dijital aktivizm boyutunu güçlendirmiştir. Gençler, sanal alanlarda örgütlenerek politik ve ekonomik taleplerini duyurmakta, böylece devlet politikalarını etkileme potansiyeli yaratmaktadır.
Ekonomik ve sosyal faktörler, Türkiye’de gençlerin hareketlenmesinde kritik bir rol oynamaktadır. İşsizlik oranları, yüksek eğitimli genç nüfusun iş bulma zorlukları ve gelir eşitsizliği, gençlerin politik eylemlere yönelmesinde önemli bir motivasyon kaynağıdır.
Bu bağlamda, Türkiye’de gençlik hareketleri, hem şehir merkezlerinde hem de üniversite kampüslerinde yoğunlaşmaktadır. Bu durum, gençlerin fiziksel ve dijital alanları birleştirerek eylemlerini hem yerel hem de ulusal ölçekte güçlendirmesine olanak sağlamaktadır.
Şili
Şili’de 2019 yılında başlayan öğrenci ve gençlik hareketleri, eğitim sistemi ve ekonomik eşitsizlik üzerine odaklanmıştır. Özellikle neoliberal eğitim politikaları, gençlerin sisteme karşı öfkesini artırmış ve kitlesel protestolara yol açmıştır (González, 2020).
Şili’de gençler, dijital araçlar ve sosyal medya üzerinden örgütlenmiş, taleplerini hem ulusal hem de uluslararası kamuoyuna duyurmuştur. Bu süreç, Prejarya hareketinin dijital boyutunun örneklenmesini sağlamaktadır. Gençler, ekonomik ve sosyal eşitsizlik karşısında doğrudan eyleme geçerek, sistemin kendisini sorgulamasına neden olmuştur.
Gençlik hareketleri, sadece protesto boyutuyla sınırlı kalmamış; anayasal ve yasal reform talepleri ile politik değişim süreçlerine doğrudan müdahale etmiştir. Şili’deki hareketler, gençlerin sadece hak taleplerini dile getirmekle kalmayıp, sistemin işleyişine aktif katılım gösterdiğini göstermektedir.
Özetle, hükümetin tepkisi, bazı reformların gündeme gelmesi ile sınırlı kalmıştır. Bu durum, gençlerin taleplerine kısmi yanıt verilmesine rağmen, toplumsal baskının etkili bir şekilde kullanılabileceğini göstermektedir.
Fransa
Fransa’da Sarı Yelekliler hareketi, ekonomik eşitsizlik ve vergi adaletsizliği gibi konular üzerinden Z kuşağının aktif katılımını yansıtmaktadır (Dubois, 2019). Gençler, hareketin hem sokak hem de dijital alanlarda örgütlenmesine katkı sağlamış, kitlesel mobilizasyonun öncüsü olmuştur.
Sarı Yelekliler hareketi, sadece gençleri değil, toplumun farklı kesimlerini de dahil ederek toplumsal taleplerin yaygınlaşmasını sağlamıştır. Bu durum, Prejarya hareketinin toplumsal etkisinin geniş bir tabana yayılabileceğini göstermektedir.
Fransa’da devletin güvenlik güçleri ile protestoları kontrol altına alma çabaları, gençlerin eylemlerinin şiddet düzeyini sınırlamaya yönelik bir strateji olarak öne çıkmıştır. Ancak kitlesel doğa, hükümeti reform ve diyalog mekanizmalarını devreye sokmak zorunda bırakmıştır.
Gençlerin dijital ve fiziksel alanlardaki etkileşimi, hareketin hem organizasyonunu hem de etkisini güçlendirmiştir. Bu durum, Prejarya hareketinin modern demokratik toplumlarda nasıl örgütlenebileceğine dair önemli bir örnek teşkil etmektedir.
Endonezya
Endonezya’da gençlik hareketleri, ordunun sivil hayattaki etkisinin artması ve ekonomik belirsizlikle bağlantılıdır. Z kuşağı, ekonomik taleplerin yanı sıra, devletin militarist politikalarını da sorgulamıştır (Santoso, 2023).
Gençler, protestolar aracılığıyla ekonomik ve politik taleplerini dile getirirken, ordu müdahalesi protestoların seyrini sınırlandırmıştır. Bu durum, devletin gençlik hareketlerini kontrol etme kapasitesini göstermektedir.
Endonezya’daki Prejarya hareketi, dijital ve fiziksel alanların birleşimi ile örgütlenmiş, gençlerin hem ulusal hem de uluslararası kamuoyunu etkileyebilme potansiyelini ortaya koymuştur.
Sonuçta, devlet tepkisi, gençlik hareketlerinin politik etkisini sınırlamış olsa da, hareketin toplumsal farkındalık yaratma ve sistemin sorgulanmasına katkı sağlama kapasitesi devam etmiştir.
Z Kuşağı ve Prejarya Hareketi Dinamikleri
Z kuşağı, teknolojiyi etkin kullanan, toplumsal taleplere duyarlı ve sistem karşıtı eylemleri organize edebilen bir kuşaktır (Williams, 2022). Prejarya hareketi, bu kuşağın ekonomik, sosyal ve politik sistemlere karşı geliştirdiği kolektif eylemleri kapsamaktadır.
Gençler, dijital aktivizm, ekonomik talepler, siyasi eleştiri ve fiziksel meydan okuma ile hareket etmektedir. Türkiye ve Şili örneklerinde, gençlerin talepleri ekonomik ve sosyal eşitsizlik üzerine odaklanırken, Fransa ve Endonezya örneklerinde protestolar hem ekonomik hem de politik talepleri kapsamaktadır.
Z kuşağı, sosyal medya ve dijital platformları kullanarak hızlı örgütlenmekte ve eylemlerini geniş kitlelere duyurabilmektedir. Bu durum, Prejarya hareketinin etkisini hem ulusal hem de uluslararası düzeyde artırmaktadır.
Bu yüzden de, Prejarya hareketi, gençlerin mevcut sisteme karşı eleştirel ve aktif bir tutum geliştirmesi, toplumsal değişimi tetikleme kapasitesi ve dijital araçları etkin kullanma becerisi ile karakterize edilmektedir.
Devlet Tepkileri
Türkiye’de devlet, gençlerin protestolarını sosyal medya denetimleri ve güvenlik politikaları ile kontrol etmeye çalışmıştır (Yıldız, 2023). Bu yaklaşım, gençlerin eylemlerini sınırlamış ancak taleplerin tamamen bastırılmasını engellemiştir.
Şili’de hükümet, gençlerin taleplerine kısmi geri adımlar atmış ve bazı reformları gündeme getirmiştir. Bu yaklaşım, gençlerin protestolarının doğrudan sistem üzerinde etkili olabileceğini göstermektedir (González, 2020).
Fransa’da güvenlik güçleri protestoları kontrol altına alırken, kitlesel doğa nedeniyle siyasi diyalog ve reform mekanizmaları devreye girmiştir (Dubois, 2019). Endonezya’da ise ordunun sivil hayattaki etkisi artmış, gençlerin eylemleri güvenlikçi bir çerçevede sınırlandırılmıştır (Santoso, 2023).
Bu örnekler, devlet politikalarının gençlik hareketlerinin sonuçlarını doğrudan şekillendirdiğini ve gençlerin toplumsal değişim kapasitesini etkilediğini göstermektedir.
Tartışma ve Öneriler
Prejarya hareketi ve Z kuşağı örnekleri, gençlerin toplumsal ve politik taleplerini ifade etme biçimlerini yeniden tanımlamaktadır. Araştırma bulguları ışığında öneriler şunlardır:
1. Diyalog ve Katılım: Gençlerin taleplerine karşı güvenlik odaklı değil, diyalog ve katılım odaklı politikalar geliştirilmelidir.
2. Ekonomik Fırsatlar: İşsizlik ve gelir eşitsizliği ile mücadele, gençlerin sistem karşıtı tutumlarını azaltabilir.
3. Dijital Özgürlükler: Gençlerin dijital platformları etkin bir şekilde kullanabilmesi, demokratik katılım için önemlidir.
4. Gençlik Politikaları: Devletler, gençlerin siyasi, ekonomik ve toplumsal süreçlerde daha fazla söz sahibi olmasını sağlayacak politikalar geliştirmelidir.
Bu önlemler, gençlerin toplumsal ve politik süreçlere etkin katılımını desteklerken, protestoların şiddet ve kaosa dönüşmesini önleyebilir.
Sonuç
Türkiye, Şili, Fransa ve Endonezya örnekleri, Z kuşağı ve Prejarya hareketinin küresel ölçekte sistem karşıtı bir güç olarak ortaya çıktığını göstermektedir. Gençler, dijital ve fiziksel alanlarda örgütlenerek ekonomik, politik ve sosyal taleplerini dile getirmekte; devletlerin tepkisi ise bu hareketlerin sonuçlarını doğrudan belirlemektedir.
Z kuşağı, sadece mevcut sisteme karşı değil, aynı zamanda toplumsal dönüşüm ve reform süreçlerine aktif katılma kapasitesine sahiptir. Devletlerin gençlik hareketlerini tehdit olarak görmek yerine, demokratik katılımı destekleyen politikalar geliştirmesi, uzun vadeli toplumsal istikrar ve ekonomik kalkınma için kritik öneme sahiptir.
Kaynakça
• Dubois, L. (2019). The Yellow Vests Movement in France: Youth and Social Protest. European Journal of Political Research, 58(4), 1015-1036.
• González, M. (2020). Student and Youth Movements in Chile: Demands and Political Change. Latin American Studies, 42(2), 77-95.
• Santoso, H. (2023). Militarization of Civil Affairs in Indonesia: Youth Protests and Government Response. Indonesian Journal of Social Research, 17(3), 33-58.
• Turner, J. (2021). Generation Z and Political Mobilization. Journal of Youth Studies, 24(5), 612-632.
• Williams, K. (2022). Social Media and Youth Mobilization. Journal of Youth Studies, 25(6), 789-805.
• Yıldız, A. (2023). Turkey’s Youth and Political Participation in the Digital Age. Middle Eastern Studies, 59(3), 345-364.
• Rodriguez, P. (2022). Precarity and Youth Movements in Asia and Latin America. Journal of Global Studies, 15(2), 112-135.