Batı’nın Araçları mı, Bağımsız Aktör mü? İsrail’in Uluslararası Rolüne Eleştirel Bir Bakış

Oslo, 9 Ekim 2025

Almanya Başbakanı Friedrich Merz’in 2025 yılında yaptığı açıklama, İsrail’in Batı’nın dünyadaki “pis işlerini” yürüttüğü yönündeki iddiası, uluslararası ilişkiler alanında önemli tartışmalara yol açmıştır (Eizenstat, 1988).

1.  Almanya Başbakanı Friedrich Merz’in 2025 açıklaması: İsrail Batının ( Bizim) Pis İşlerimizi Yapıyor 

Almanya Başbakanı Friedrich Merz’in 2025 açıklaması: İsrail batının ( Bizim) pis İşlerimizi yapıyor sözleri, İsrail’in Batı’nın çıkarları doğrultusunda hareket edip etmediğini tartışmaya açmıştır (Eizenstat, 1988). 

Merz’in ifadesi, özellikle Orta Doğu’daki çatışmalar bağlamında İsrail’in askeri ve diplomatik rollerinin Batı çıkarlarıyla örtüşmesini sorgulamaktadır (The Heritage Foundation, 2025). Bu ifade, uluslararası politika literatüründe genellikle göz ardı edilen bir perspektifi gündeme taşımakta ve İsrail’in Batı ile ilişkilerini etik ve hukuki boyutlarıyla değerlendirme ihtiyacını doğurmaktadır (U.S. Department of State, 2025).

İsrail’in Batı ile ilişkisi, özellikle ABD ile stratejik ittifak temelinde şekillenmiştir (RAND Corporation, 2025). Soğuk Savaş döneminden itibaren, İsrail Batı’nın Orta Doğu politikalarında kritik bir müttefik olarak konumlanmış ve askeri ile istihbarat kapasitesi ile Batı’ya stratejik avantaj sağlamıştır (Jerusalem Center for Public Affairs, 2007). Bu ittifak, aynı zamanda bölgedeki sivil halk üzerinde önemli sosyal ve politik etkiler yaratmıştır.

Uluslararası ilişkiler teorisi, devletlerarası işbirliklerini güç ve çıkar dengesi üzerine inşa eder (RAND Corporation, 2025). İsrail örneğinde bu ilişki, Batı’nın Orta Doğu’daki çıkarlarını koruma ve yayma stratejisiyle doğrudan bağlantılıdır. Bu bağlamda, İsrail’in bağımsız bir aktör mü yoksa Batı’nın stratejik bir aracı mı olduğu sorusu, modern uluslararası politika tartışmalarının merkezine oturmaktadır.

Merz’in açıklaması, Batı’nın İsrail’i bir “araç” olarak kullanmasının etik sınırlarını sorgulamaktadır (Amnesty International, 2025). Bu durum, uluslararası ilişkilerde güç ve etik arasındaki gerilimin somut bir örneği olarak görülmektedir.

2. Tarihsel ve Jeopolitik Arka Plan

İsrail’in modern tarih sahnesine çıkışı, 1948 yılında devletin kuruluşuyla başlamış ve Orta Doğu’daki jeopolitik dengeleri köklü biçimde etkilemiştir (Eizenstat, 1988). Kuruluşundan itibaren İsrail’in Batı ile ilişkileri, özellikle ABD ile stratejik ittifakı üzerinden şekillenmiştir (The Heritage Foundation, 2025).

Soğuk Savaş dönemi boyunca Batı, Orta Doğu’da Sovyet etkisini sınırlamak ve enerji kaynaklarını kontrol altında tutmak amacıyla İsrail’i kritik bir müttefik olarak konumlandırmıştır (RAND Corporation, 2025). Bu bağlamda, İsrail’in askeri üstünlüğü ve istihbarat kapasitesi, Batı’nın küresel güvenlik stratejilerinde öncü bir rol oynamasına olanak tanımıştır (Jerusalem Center for Public Affairs, 2007).

İsrail’in Batı ile ilişkisi, askeri boyutun yanında diplomatik ve ekonomik alanlarda da yoğun işbirliği ile desteklenmiştir (U.S. Department of State, 2022). ABD ile yürütülen teknoloji ve savunma projeleri, İsrail’in Batı tarafından güvenilir bir stratejik partner olarak görülmesini sağlamıştır (SHS Web of Conferences, 2023).

Filistin meselesi ve bölgesel çatışmalar, İsrail’in Batı ile ilişkilerini hem etik hem politik açıdan tartışmalı hâle getirmiştir (Amnesty International, 2025; United Nations OHCHR, 2024). Uluslararası toplum, İsrail’in askeri müdahalelerinin hukuki ve insani sonuçlarını sorgulamıştır.

Bu tarihsel çerçeve, İsrail’in Batı ile olan stratejik ilişkilerinin kökenlerini ve günümüzdeki konumunu anlamak için kritik öneme sahiptir (RAND Corporation, 2025; Jerusalem Center for Public Affairs, 2007).

3. İsrail’in Batı Politikalarındaki Rolü

İsrail, Batı ile ilişkilerini askeri ve stratejik alanlarda sürdürmektedir (U.S. Department of State, 2025). ABD ile yürütülen işbirlikleri, İsrail’in bölgedeki operasyonel kapasitesini artırırken, Batı’nın küresel güvenlik stratejilerini de desteklemektedir (RAND Corporation, 2025).

İsrail’in istihbarat paylaşımı, Batı’nın terörle mücadele ve bölgesel denge stratejilerinde hayati bir rol oynamaktadır (Jerusalem Center for Public Affairs, 2007). Bazı eleştirmenler, bu operasyonları Batı’nın “kirli işlerini yürütmek” olarak nitelendirmiştir (Eizenstat, 1988).

Bununla birlikte, İsrail’in Batı ile olan ilişkileri karşılıklı çıkar temelli bir ortaklık olarak da yorumlanmaktadır (The Heritage Foundation, 2025). İsrail, Batı’nın desteğini kendi güvenliği için kullanmakta, Batı ise İsrail’in stratejik konumundan faydalanmaktadır.

Eleştiriler, özellikle Filistin topraklarındaki operasyonlar bağlamında İsrail’in Batı çıkarları için hareket ettiğini ileri sürmektedir (Amnesty International, 2025). İnsan hakları ve uluslararası hukuk tartışmaları, Batı’nın İsrail’i bir araç olarak kullanmasının etik sınırlarını gündeme getirmektedir.

Bu bağlamda, İsrail’in Batı politikalarındaki rolü, stratejik ortaklık ile etik sorumluluklar arasındaki karmaşık dengeyi göstermektedir (U.S. Department of State, 2022; SHS Web of Conferences, 2023).

4. Eleştirel Perspektif ve Etik Tartışmalar

İsrail’in Batı ile olan ilişkileri, ciddi etik ve hukuki tartışmaları beraberinde getirmiştir (Amnesty International, 2025). Özellikle Filistin topraklarındaki operasyonlar, uluslararası hukukun ihlali iddialarını gündeme taşımıştır (United Nations OHCHR, 2024).

Merz’in açıklaması, Batı’nın İsrail’i bir araç olarak kullanmasının etik sınırlarını sorgulamaktadır (Eizenstat, 1988). Bu perspektif, güç ve etik arasındaki gerilimi görünür kılmaktadır (The Heritage Foundation, 2025).

Uluslararası hukuk açısından, İsrail’in askeri müdahaleleri sık sık eleştirilmiştir (United Nations OHCHR, 2024). İnsan hakları örgütleri, Batı’nın desteğini etik açıdan sorgulamaktadır (Amnesty International, 2025).

Etik tartışmaların diğer boyutu, Batı’nın demokratik değerler ve insan hakları ile çelişen destekleri içermesidir (Jerusalem Center for Public Affairs, 2007). Bu durum, Batı’nın İsrail’i araç olarak kullanması eleştirilerini güçlendirmektedir.

İsrail’in Batı ile ilişkilerindeki etik tartışmalar, güç, çıkar ve etik arasındaki gerilimin somut örneğini oluşturmaktadır (SHS Web of Conferences, 2023; RAND Corporation, 2025).

5. Alternatif Görüşler ve Savunmalar

Bazı analistler, İsrail’in tamamen Batı’nın çıkarlarına hizmet etmediğini, bağımsız bir aktör olduğunu savunmaktadır (The Heritage Foundation, 2025). İsrail, kendi güvenliğini korumak amacıyla stratejik kararlarını bağımsız biçimde almaktadır.

Güvenlik perspektifi, Batı ile işbirliğinin karşılıklı faydaya dayalı olduğunu göstermektedir (RAND Corporation, 2025). Batı’nın stratejik kazanımları ile İsrail’in ulusal güvenlik hedefleri uyumludur.

İsrail’in askeri ve teknolojik üstünlükleri, Batı ile ilişkilerini kendi lehine kullanmasına olanak tanımaktadır (U.S. Department of State, 2025). Bu durum, Batı’nın İsrail’i bir araç olarak kullanmasını her zaman tek taraflı bir bağımlılık olarak göstermemektedir (Jerusalem Center for Public Affairs, 2007).

Eleştirmenler, operasyonları etik ve hukuki boyutlarından bağımsız değerlendirerek İsrail’in bağımsız aktör rolünü göz ardı etmektedir (Amnesty International, 2025). Bu, akademik tartışmalarda önemli bir ayrım noktasıdır.

İsrail’in Batı ile ilişkilerini değerlendirirken, hem bağımsız aktör rolü hem de etik ve hukuki sorumluluklar dikkate alınmalıdır (SHS Web of Conferences, 2023; U.S. Department of State, 2022).

6. Analiz ve Yorum

Merz’in açıklaması, İsrail’in Batı ile olan ilişkilerini eleştirel bir şekilde değerlendirme fırsatı sunmaktadır (Eizenstat, 1988). İsrail, Batı için stratejik bir müttefik olmasına rağmen etik açıdan tartışmalı bir aktördür (The Heritage Foundation, 2025).

İsrail’in stratejik avantajları, özellikle istihbarat paylaşımı ve askeri işbirlikleri ile somutlaşmaktadır (RAND Corporation, 2025). Ancak bu avantajlar etik maliyetleri de beraberinde getirmektedir (Amnesty International, 2025).

Alternatif perspektifler, İsrail’in kendi ulusal çıkarlarını koruduğunu ve bağımsız bir aktör olduğunu vurgular (Jerusalem Center for Public Affairs, 2007). Bu görüş, Batı-İsrail ilişkilerini tek taraflı bir araç olarak görmeyi reddeder.

Etik tartışmalar, Filistin meselesi ve uluslararası hukuka ilişkin konular bağlamında belirginleşmektedir (United Nations OHCHR, 2024). Batı’nın desteği stratejik kazanımlar sağlarken etik sorumlulukları zorlaştırmaktadır (SHS Web of Conferences, 2023).

İsrail’in Batı politikalarındaki rolü, stratejik avantajlar ile etik ve hukuki sorumluluklar arasında karmaşık bir denge içinde şekillenmektedir (U.S. Department of State, 2022; RAND Corporation, 2025).

7. Sonuç

Merz’in sözleri, Batı-İsrail ilişkilerini hem stratejik hem etik boyutlarıyla yeniden değerlendirme ihtiyacını ortaya koymaktadır (Eizenstat, 1988). İsrail, Batı için vazgeçilmez bir stratejik müttefik olmakla birlikte, etik ve hukuki sorumluluklar açısından gerilimler yaratmaktadır (The Heritage Foundation, 2025).

İsrail’in askeri ve diplomatik işbirlikleri, Batı’nın küresel güvenlik stratejilerini desteklemektedir (RAND Corporation, 2025). Ancak bu işbirliği, etik ve hukuki sınırların sıkça sorgulanmasına yol açmaktadır (Amnesty International, 2025).

Diğer yandan, İsrail’in bağımsız bir aktör olarak ulusal çıkarlarını gözettiği görüşü, Batı ile ilişkilerin karmaşıklığını ortaya koymaktadır (Jerusalem Center for Public Affairs, 2007). Bu durum, stratejik işbirliği ile bağımsız politika alanını dengeleme gereğini göstermektedir.

Etik ve hukuki tartışmalar, Filistin meselesi ve uluslararası hukukun uygulanması bağlamında önem kazanmaktadır (United Nations OHCHR, 2024). Bu çerçevede, Batı-İsrail ilişkileri yalnızca stratejik kazanımlar üzerinden değerlendirilemez.

Batı-İsrail ilişkileri, stratejik ortaklık, etik sorumluluk ve hukuki yükümlülükler arasında karmaşık bir yapı oluşturmaktadır (U.S. Department of State, 2022; RAND Corporation, 2025). Merz’in eleştirisi, güç ve etik arasındaki gerilimi görünür kılmakta ve uluslararası ilişkilerde çok boyutlu analizlerin önemini vurgulamaktadır.

Kaynakça

1. Eizenstat, Stuart. “The Next Step in U.S.-Israel Relations.” The Washington Institute for Near East Policy, 1988.

2. The Heritage Foundation. “U.S.–Israel Strategy: From Special Relationship to Strategic Partnership.” 2025.

3. U.S. Department of State. “U.S. Security Cooperation with Israel.” 2025.

4. RAND Corporation. “When Alliances Matter: What the Israel-Iran War Reveals About Alliances Among Authoritarian States.” 2025.

5. Jerusalem Center for Public Affairs. “Understanding the U.S.-Israel Alliance.” 2007.

6. Amnesty International. “Human rights in Israel and the Occupied Palestinian Territory.” 2025.

7. United Nations Office of the High Commissioner for Human Rights. “Legal analysis of the conduct of Israel in Gaza pursuant to international law.” 2024.

8. SHS Web of Conferences. “Israel’s Geopolitical Strategy: Strategic Partnership, Territorial Disputes, and Regional Dynamics.” 2023.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir