Kopenhag, 25 Temmuz
Danimarka’da 18 liseyi kapsayan araştırmaya göre, göçmen kökenli kız öğrenciler ile Danimarkalı kız öğrenciler arasında özellikle matematik ve İngilizce derslerinde ciddi not farkları bulunuyor. Bu farkların temel nedenleri arasında sosyo-ekonomik eşitsizlikler ve evde konuşulan dil öne çıkıyor.
Danimarka’da eğitim eşitliği konusunu yeniden gündeme taşıyan bir araştırma, göçmen kökenli kız öğrenciler ile Danimarkalı akranları arasındaki başarı farkını ortaya koydu. 18 lisede yapılan gözlem ve ölçme değerlendirmelere dayanan çalışmaya göre, özellikle matematik ve İngilizce (okuma-anlama) alanlarında iki grup arasında kayda değer başarı farkları mevcut.
Bu bulgular, yalnızca bireysel farklılıklarla değil; yapısal eşitsizliklerle ve toplumsal geçmişle de doğrudan ilişkili. Uluslararası PISA 2022 verileri ile desteklenen çalışmaya göre, göçmen kökenli öğrenciler, matematikte Danimarkalı yaşıtlarından ortalama 54 puan daha düşük performans sergiliyor. Bu fark, ailelerin gelir düzeyi, ebeveyn eğitimi ve ev ortamındaki eğitim kaynakları gibi sosyo-ekonomik değişkenler göz önüne alındığında 28 puana kadar geriliyor.
Eğitimdeki Sessiz Uçurum: Notlar Düşüyor, Fırsatlar Azalıyor
Araştırmaya göre matematik, en belirgin farkın gözlendiği ders. Etnik kökenli kız öğrencilerin, Danimarkalı akranlarına göre sınavlarda ve dönem sonu değerlendirmelerinde daha düşük puanlar aldığı, öğretmen geri bildirimleri ve okul içi gözlemlerle de destekleniyor.
İngilizce dersi (ya da okuma-anlama becerileri) açısından da durum benzer. PISA sonuçlarına göre, okuma alanında Danimarkalı kız öğrenciler, göçmen kökenli kızlara kıyasla daha güçlü bir performans sergiliyor. Burada da dil yeterliliği, evde konuşulan dil ve erken yaşta maruz kalınan eğitim dili temel belirleyiciler olarak öne çıkıyor.
Evdeki Dil Başarıyı Belirliyor
Danimarka’daki göçmen kökenli ailelerin büyük bir kısmında, çocukların ilk dili Danca değil. Bu durum, çocuğun ilkokuldan itibaren aldığı eğitimi anlama ve yorumlama kapasitesini sınırlayabiliyor. Özellikle akademik dili kullanmakta zorlanan öğrenciler, matematik gibi analitik düşünce gerektiren derslerde dezavantaj yaşıyor.
Eğitim uzmanlarına göre, evde Danca konuşulmaması, yalnızca dil yeterliliği değil; aynı zamanda ders dışı okuma alışkanlıkları, evdeki yardım olanakları ve kelime haznesi gibi unsurlar üzerinden de başarıyı etkiliyor.
Sosyo-ekonomik Eşitsizlik: Sınav Başarısının Görünmeyen Yüzü
Göçmen kökenli kız öğrencilerin yaşadığı bir diğer temel sorun, ekonomik eşitsizlikler. Aile gelir düzeyi, ebeveyn eğitimi ve evde bulunan öğrenim materyalleri (örneğin kitap sayısı) gibi faktörler, öğrencinin eğitim hayatını doğrudan etkiliyor. OECD ve Danimarka Eğitim Bakanlığı’nın yayınladığı verilere göre, göçmen kökenli öğrencilerin önemli bir bölümü, düşük gelirli ve düşük eğitim düzeyine sahip ailelerden geliyor.
Bu ailelerde, okul dışı öğrenme desteği (ödev yardımı, özel ders, dil kursu gibi) daha sınırlı kalıyor. Ayrıca birçok göçmen kökenli öğrenci, akademik beklentiler ile evdeki yaşam gerçekleri arasında sıkışıp kalıyor.
Göçmen Ailelerin Yüksek Beklentisi ve Gerçekler Arasındaki Çatışma
Araştırmalar, birçok göçmen kökenli ailenin çocukları için yüksek akademik hedefler belirlediğini ortaya koyuyor. Ancak bu hedefler, öğrencinin okuldaki gerçek başarı düzeyiyle örtüşmediğinde, okul terk riski de artabiliyor. Danimarka’da yapılan saha çalışmaları, düşük not ortalamasına rağmen yüksek eğitim kurumlarını hedefleyen göçmen gençlerin, zamanla sistemden uzaklaştığını gösteriyor.
Bu duruma eğitim sosyologları “etnik tercih etkisi” adını veriyor: Öğrenci ve ailesi, statü kazanmak için yüksek hedefler belirliyor, fakat akademik hazırlık bu hedefleri desteklemediğinde hayal kırıklığı, özgüven kaybı ve okuldan kopuş yaşanabiliyor.
Kızlar Arasında da Eşitsizlik Var
Toplumsal algıda kız öğrencilerin genelde daha başarılı olduğu düşünülse de, etnik kökenli kızlar ile Danimarkalı kızlar arasında eşit olmayan bir başarı dağılımı söz konusu. Özellikle bilimsel ve analitik alanlarda (matematik, fen), etnik kökenli kızlar sistematik olarak daha düşük başarı gösteriyor. Bu durum yalnızca akademik başarıyı değil, ilerideki kariyer tercihlerini, gelir düzeylerini ve toplumsal entegrasyonlarını da etkileyebilir.
Eğitim uzmanları, bu farkların bireysel kapasiteyle değil; toplumsal ve yapısal engellerle ilgili olduğunu vurguluyor. Yapılması gerekenin sadece bireysel destek değil, bütünsel bir sosyal eğitim politikası olduğunu ifade ediyorlar.
Ne Yapılabilir?
Uzmanların önerileri şöyle:
- Erken yaşta anaokulu destek programları
- Evde Danca dilinin teşvik edilmesi
- Ailelere yönelik bilinçlendirme ve ebeveyn rehberliği
- Okullarda ödev destek grupları
- Dezavantajlı okullara hedeflenmiş kaynak aktarımı
- Psikolojik danışmanlık ve rehberlik birimlerinin güçlendirilmesi
Sonuç
Danimarka’da kız öğrenciler arasında dahi gözlenen etnik köken temelli başarı farkları, yalnızca notlarla ölçülemeyecek kadar derin yapısal sorunlara işaret ediyor. Eğitimde fırsat eşitliği söylemi, ancak pratikte göçmen kökenli gençlerin ihtiyaçlarına duyarlı politikalar geliştirildiğinde anlam kazanabilir. Bu gençlerin potansiyelini ortaya çıkaracak gerçekçi çözümler üretilmediği sürece, matematik ve İngilizce gibi derslerdeki puan farkı yalnızca bir istatistik olmaya devam edecek.
Kaynak:
OECD PISA 2022 Verileri, Danish Ministry of Education, AU Child Research Unit, KU Research Profiles, OECD Reviews of Migrant Education: Denmark 2010, Wikipedia – Immigration to Denmark