KÖRFEZDE PANDORA’NIN KUTUSU AÇILIRSA: RİSKİ GERİSİ YANDI GÜLÜM KETEN HELVA OLUR!

ABD-İran Savaşı Senaryosu: KÖRFEZDE PANDORA’NIN KUTUSU ÜZERİNE, Gerçekçi Bir Değerlendirme

Süper Gücün Kaşınan Parmağı

Amerika Birleşik Devletleri’nin dış politikadaki tutumu, bazen Michelin yıldızlı bir aşçının biberli yemekleri gibi: tat bırakıyor ama mideyi de yakıyor. Özellikle İran gibi bağımsızlığını bayrak yapmış ülkelerle ilişkiler, mutfakta basınç tenceresinin kapağını oynatmaya benzer: bir gün patlaması kaçınılmaz. 20. yüzyılın son çeyreğinden itibaren ABD’nin İran’a dair stratejisi, bir yandan “nükleer tehdit” söylemiyle süslenirken, öte yandan “rejim değişikliği” hevesiyle kışkırtılmıştır.

İran’ın Direniş Kültürü

İran, savaşmayı bilen ama savaşmadan kazanmayı daha iyi bilen bir aktördür. Asimetrik savaş, vekil güçler, insansız uçaklar ve insani krizi stratejiye dönüştürme gibi ‘doğuya özgü’ yöntemleri Batı’nın teknolojisine kafa tutar hale getirmiştir. İran’ın dini liderliği, füzeden çok fikirle savaşıyor; ama elbette arka cebinde de fırlatmaya hazır füzeleri yok değil. Bu yapı, doğrudan savaş yerine çok katmanlı çatışmaları doğuruyor.

Yeni Nesil Tehdit – Pandora’nın Kutusu

Eğer ABD İran’a doğrudan saldırırsa, bu bir savaş değil, bir zincirleme reaksiyon olur. Nükleer silah değil ama Pandora’nın kutusu açılır. İçinden bin yıllık Şii-Sünni gerilimi, vekalet savaşları, göç dalgaları, küresel petrol krizi ve Orta Doğu’nun sonsuz yangını fışkırır. Her biri ayrı kıtaya düşen bir felaket tanesi. Ve evet, sonunda herkes birbirine bakıp “Yandı gülüm keten helva” der; çünkü helva da kalmaz, kaşık da.

1. ABD’nin Stratejik Körlüğü: “Vur Kaç” Çağında Takılı Kalmak

ABD dış politikası, Orta Doğu’ya bakarken gözlüğünü hep Batı’dan alır. Sorun şu ki bu gözlükler bölgenin karmaşasını değil, karartısını gösterir. İran’a yönelik her tehdit, aslında bir taşla birkaç kuş vurmak değil, birkaç yuvayı aynı anda dağıtmaktır. ABD, hâlâ 2003 Irak işgalinin başarısız sonuçlarından ders almamış görünmektedir.

1.1 Akıllı Füze, Aptal Strateji

Amerikan savunma teknolojisi son derece gelişmiş olabilir; ama bu teknolojiyi yöneten stratejiler, hâlâ “vur-geç” mantığına dayanıyor. İran gibi dağlık, yaygın, yeraltına gömülü silahları ve kurumları ve ister kabul edilsin yada edilmesin önemli ölçüde halk desteğiyle güçlenmiş ve dışarıdan saldırıya karşı bütünleşen bir karaktere sahip bir ülkeye karşı bu tarz bir saldırı, kas gücüyle satranç oynamaya benzer: taşları kırarsın ama oyunu kazanamazsın.

1.2 Jeopolitik Domino: İsrail, Körfez ve Avrasya Krizi

İsrail, hâlihazırda bu savaşın tam göbeğindedir. İran’ın nükleer kapasitesini sınırlama gerekçesiyle defalarca Suriye’deki İran üslerini vurmuş; 2024 ve 2025’te doğrudan İran topraklarına yönelik hava saldırılarına girişmiştir. İran da buna karşılık vererek İsrail topraklarına doğrudan füze ve İHA saldırıları gerçekleştirmiştir.

Yani savaş başlamadıysa bile, yangın çoktan çıkmıştır ve bu yangına ABD’nin müdahalesi, sadece alevlerin yönünü değil, kıtasını da değiştirecektir.

Bu noktada Lübnan’daki Hizbullah, Yemen’deki Husiler, Irak’taki Haşdi Şabi ve Suriye’deki İran destekli milisler de zaten aktif olarak angaje olmuşlardır. ABD’nin müdahalesi, bu vekil güçlerin cephelerini genişletir, İsrail’in savaştaki pozisyonunu derinleştirir ve bölgesel çatışmayı küresel krize taşır.

2. İran’ın Görünmeyen Ordusu: Fedailer, Fikirler, Hücreler

İran’ın füze menzili sınırlı olabilir; ama ideolojik etkisi sınır tanımaz. ABD İran’ı vurduğunda, füze rampaları değil; ideolojik mücahitler, diaspora hücreleri ve dijital direniş ağları ateşlenir. Bu da Pandora’nın en tehlikeli sürprizidir: atomdan güçlü inanç.

2.1 Fedailer: Klasik Asker Değil, Kültürel Savaşçı

İran’ın vekil güçleri klasik asker değil; düğünle cenazeyi ayırt edemeyecek kadar hayatın içinden gelen savaşçılardır. Hizbullah’tan Husilere kadar uzanan bu geniş ağ, topyekûn savaş değil, topyekûn kaos üretir. Bu yapı Batı’nın anlamakta zorlandığı bir “yaşam tarzı savaşına” dönüşür.

2.2 Gönüllü Cihatçılar ve Küresel Etki

Tahran’ın doğrudan yönlendirmediği ama etkilediği binlerce gönüllü cihatçı, sosyal medya ağları, dark web ve yeraltı tünelleriyle savaşın cephelerini Atlantik kıyılarına kadar genişletebilir. İran saldırıya uğradığında, bir Paris kafesi, New York metrosu ya da Londra’daki bir konser salonu hedef olabilir.

3. Ekonomik Felaketler: Dolar Krizi ve Petrol Kabusu

3.1 Hürmüz Boğazı: Küçük Geçit, Büyük Kriz

İran’ın savaş durumunda ilk yapacağı şey, Hürmüz Boğazı’nı kapatmaktır. Küresel petrol ticaretinin %30’u bu daracık geçitten geçiyor. Birkaç füze, birkaç mayın ve birkaç video ile dünya piyasaları allak bullak olur. Brent petrol fiyatları göğe yükselirken, benzin istasyonlarında izdiham çıkar. Bu sırada OPEC üyeleri ellerini ovuşturur, Çin ve Rusya ise sessizce kazanç hanesini büyütür.

3.2 Doların Değeri, Güvenin Gölgesi

ABD’nin İran’la savaşa girmesi, zaten çalkantılı olan küresel güveni iyice sarsar. Doların güvenli liman olma statüsü tartışmaya açılır. Çin ve BRICS ülkeleri, alternatif ödeme sistemlerini hızlandırır. Ve bir sabah, dolar hâlâ aynı kalsa da hiçbir şey satın alamayacak hale gelir.

4. Savaşın Dijital Cephesi: Siber Kaos

İran, 2020’lerden bu yana dijital savaşa ciddi yatırımlar yaptı. ABD’nin siber altyapısına saldırabilecek kapasitede ‘elektronik fedailer’ yetiştirildi. Hastaneler, bankalar, trafik sistemleri ve hatta seçim makineleri hedef haline gelebilir.

SONUÇ: Kutuyu Kim Açtıysa Kapatamaz

Pandoranın kutusu açıldığında, içinden çıkanlar sadece İran’a veya ABD’ye değil, tüm insanlığa zarar verir. Savaş çağında “düşmanı yok etmek” artık imkânsızdır; çünkü düşman sınırların değil, sistemlerin içinde yaşar. İran’a saldırmak, sadece İran’ı değil; Londra’yı, Tokyo’yu, Berlin’i ve hatta Ohio’daki Starbucks’ı bile tehdit eder hale gelir.

Ve en sonunda, savaşı başlatanlar bile “Biz ne yaptık?” diye düşünmeden “Yandı gülüm keten helva” türküsünü mırıldanır. Çünkü savaşın sonunda kalan tek şey, yanmış helvanın kokusudur. Ne gülüm kalır, ne keten; ne de helva.

Not: unutulmamalıdırki:satranç bir İran icadıdır! Rusya’nın ABD’nın Muhtemel Doğrudan Saldırısı ve Hameney’e Suikastı:  Pandora’nın Kutusunu Açacaklar Uyarısını Dikkate Almak Lazım!

DİPNOTLAR VE KAYNAKLAR

1. BBC News. (2025). “Israel confirms multiple strikes on Iranian soil targeting nuclear sites.”

Açıklama: İsrail’in İsfahan ve Natanz gibi İran şehirlerine yönelik doğrudan hava saldırıları.

2. The Guardian. (2025). “Iran fires retaliatory missiles towards Tel Aviv after Israeli drone attack.”

Açıklama: İran’ın Tel Aviv’e ve Hayfa’ya yönelik doğrudan balistik füze saldırıları gerçekleştirmesi.

3. Cordesman, Anthony H. (2023). “Iran and the ‘Axis of Resistance’.” CSIS.

Açıklama: İran’ın Hizbullah, Haşdi Şabi, Husiler gibi vekil güçlerle oluşturduğu bölgesel direniş hattı.

4. Takeyh, Ray. (2022). “The Last Shah: America, Iran, and the Fall of the Pahlavi Dynasty.” Yale University Press.

Açıklama: ABD’nin İran politikasındaki tarihsel strateji hatalarını analiz eden çalışma.

5. Parsi, Trita. (2021). “Losing an Enemy: Obama, Iran, and the Triumph of Diplomacy.” Yale University Press.

Açıklama: İran’la diplomatik çözüm çabalarının arka planı ve savaş alternatiflerinin riskleri.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir