Zamanın Ruhuna Uyum Sağlayan İdeolojiler: Dogmatizmden Evrime Bir Geçiş Arayışı

İdeolojiler, toplumsal yapıların ve bireysel yönelimlerin hem yöneticisi hem de yansıtıcısı olarak tarih boyunca önemli işlevler üstlenmiştir. Ancak bir ideolojinin doğduğu bağlam ile varlığını sürdürdüğü zaman dilimi çoğu zaman aynı değildir. Bu nedenle, ideolojiler ya dönemin toplumsal, kültürel ve siyasal dönüşümüne entegre olarak canlılıklarını sürdürür ya da dogmatizmle şekillenerek toplumsal gerçeklikten kopar ve işlevsizleşir. Bu yüzden ideolojilerin dogmalaşması ile değişen tarihsel, kültürel ve politik koşullara uyum sağlayarak dönüşmesi arasındaki fark; sosyoloji, felsefe, antropoloji ve siyaset bilimi perspektiflerinden analiz edilmesi gerekmektedir.

1. Sosyolojik Perspektiften İdeolojik Evrim

Sosyolojik açıdan ideolojiler, toplumun değerler sistemini yansıtan inşa araçlarıdır. Emile Durkheim, ideolojileri “kolektif bilinç” üzerinden açıklarken, onların bireyleri değil, toplulukları yönlendiren ortak çerçeveler olduğuna dikkat çeker[^1]. Ancak bu kolektif bilinç durağan değil, toplumla birlikte değişen bir yapıdır. Bu bağlamda ideolojinin zamana karşı esnek olması, toplumun geçirdiği dönüşümlerle uyum içinde kalmasını sağlar.

Dogmalaşmış ideolojiler ise Pierre Bourdieu’nun “habitus” kavramıyla örtüşen bir biçimde bireylerin düşünce ve davranışlarını otomatik hale getirir. Böylece birey, eleştirel düşünceden uzaklaşır, ideoloji sorgulanamaz bir kült halini alır[^2]. Bu durum, ideolojinin toplumsal ihtiyaçlara yanıt verme kapasitesini köreltir.

2. Felsefi Açıdan: Dogmatizm, Hakikat ve Zaman

Felsefi olarak ideoloji, yalnızca bir düşünce sistemi değil, aynı zamanda hakikat iddiasıdır. Ancak bu iddianın değeri, onu ne kadar sorgulama ve dönüştürmeye açık tuttuğumuzla doğru orantılıdır. Karl Popper’ın “yanlışlanabilirlik” ilkesi, ideolojilerin de tıpkı bilimsel teoriler gibi test edilmeye açık olması gerektiğini savunur[^3]. Bir ideoloji, eleştiriye kapalı hale geldiğinde, hakikat arayışından sapar ve mutlaklaştırılır.

Alasdair MacIntyre, After Virtue adlı eserinde, etik ve politik sistemlerin tarihsel bağlamdan bağımsız değerlendirilemeyeceğini vurgular. Ona göre, ideolojilerin anlamlı olabilmesi için toplumsal ve tarihsel bağlam içinde gelişmeleri gerekir[^4]. Bu da ideolojilerin evrimsel doğasını zorunlu kılar.

3. Antropolojik Yaklaşım: Kültür, Simge ve Anlam Değişimi

Antropoloji, ideolojileri kültürel semboller ve anlatılar bütünü olarak görür. Clifford Geertz’e göre ideolojiler, insanların yaşadığı dünyaya anlam vermek için başvurdukları sembolik sistemlerdir[^5]. Ancak bu sistemler durağan değil, dinamik yapılar olmalıdır. Zira kültürün kendisi de sabit değil, değişkendir.

Dogmalaşmış bir ideoloji, anlam üretiminde tek tipleştirici ve baskıcı bir rol üstlenir. Bu durum, kültürel çoğulluğu ve bireysel kimlikleri tehdit eder. Örneğin, antropolog Mary Douglas, toplumsal yapıların esneklik göstermemesi halinde bireylerin “ritüel kirlilik” kavramı üzerinden dışlanacağını ve toplumun baskılayıcı mekanizmalarla işlediğini ortaya koyar[^6]. Bu, ideolojik donukluğun kültürel dışlayıcılıkla nasıl iç içe geçtiğini gösterir.

4. Siyaset Bilimi Perspektifinden: İdeolojinin Meşruiyeti ve Değişimi

Siyaset biliminde ideolojiler, meşruiyet sağlayıcı çerçevelerdir. Ancak bu meşruiyet sabit değildir. Antonio Gramsci, bir ideolojinin hegemonyasını sürdürebilmesi için “toplumsal rıza”yı yeniden üretmesi gerektiğini söyler. Bu da ideolojinin halkın yaşam pratikleriyle, ihtiyaçlarıyla ve beklentileriyle sürekli temas halinde olmasını zorunlu kılar[^7].

Zamanla karşılık bulmayan, halkla ilişkisi kopmuş, sorgulamaya kapalı ideolojiler, meşruiyetlerini kaybederler. Bu da otoriterlik, popülizm ya da sistem çökmesi gibi krizleri doğurur. Demokratik toplumlarda ideolojilerin hayatta kalabilmesi, çoğulculuğa açık olmaları ve bireylerin değişen kimliklerini kapsayabilmeleriyle mümkündür[^8].

Sonuç: Şablondan Yaşayan Organizmaya

İdeolojilerin dogmalaşması, hem bireyin düşünsel özgürlüğünü hem de toplumun uyum yeteneğini tehdit eder. Oysa tarihsel gelişim, kültürel dönüşüm ve siyasal çoğulculuk, ideolojilerin de evrilmesini zorunlu kılar. Sabit şablonlar yerine yaşayan, eleştiriye açık ve zamana ayak uydurabilen ideolojiler; yalnızca yönetenlerin değil, toplumun tüm kesimlerinin katılımıyla meşruiyet kazanabilir.

Bu bağlamda, ideolojilerin işlevsel kalabilmesi için dört temel ilkeye sahip olması gerekir:

1. Eleştiriye açıklık

2. Kültürel uyum

3. Tarihsel farkındalık

4. Toplumsal karşılık

Bu ilkeler, ideolojinin canlı kalmasını ve bireylerle temas içinde kalarak toplumsal yaşamı sağlıklı biçimde yönlendirmesini sağlar.

Dipnotlar

[^1]: Durkheim, Émile. The Division of Labor in Society. Trans. W.D. Halls. Free Press, 1997.

[^2]: Bourdieu, Pierre. Outline of a Theory of Practice. Cambridge University Press, 1977.

[^3]: Popper, Karl. The Open Society and Its Enemies. Routledge, 1945.

[^4]: MacIntyre, Alasdair. After Virtue: A Study in Moral Theory. University of Notre Dame Press, 1981.

[^5]: Geertz, Clifford. The Interpretation of Cultures. Basic Books, 1973.

[^6]: Douglas, Mary. Purity and Danger: An Analysis of Concepts of Pollution and Taboo. Routledge, 1966.

[^7]: Gramsci, Antonio. Selections from the Prison Notebooks. Ed. and trans. Q. Hoare and G. Nowell Smith. International Publishers, 1971.

[^8]: Held, David. Models of Democracy. Polity Press, 2006.

Kaynakça

• Bourdieu, Pierre. Outline of a Theory of Practice. Cambridge University Press, 1977.

• Douglas, Mary. Purity and Danger. Routledge, 1966.

• Durkheim, Émile. The Division of Labor in Society. Free Press, 1997.

• Geertz, Clifford. The Interpretation of Cultures. Basic Books, 1973.

• Gramsci, Antonio. Selections from the Prison Notebooks. International Publishers, 1971.

• Held, David. Models of Democracy. Polity Press, 2006.

• MacIntyre, Alasdair. After Virtue: A Study in Moral Theory. University of Notre Dame Press, 1981.

• Popper, Karl. The Open Society and Its Enemies. Routledge, 1945.

Zamanın Ruhuna Uyum Sağlayan İdeolojiler: Dogmatizmden Evrime Bir Geçiş Arayışı

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir