Yalnızca süs değil, aynı zamanda servet, aidiyet ve koruyucu tılsım olarak kullanılan takılar; halkın hafızası kadar canlıdır.
Takılarla Gelenek Anlatımı
Yörük ve Türkmen kadınlarının taktığı takılar, onların yaşını, medeni durumunu, ekonomik seviyesini ve hatta ait oldukları aşireti gösterebilir. Bu takılar hem gündelik yaşamda hem de özel günlerde kadının kimliğinin bir parçasıdır.
Baş, Boyun ve Göğüs Takıları
Kadınlar başörtüsüne iğnelenmiş altın paralar, alınlık (tepeliğe takılan süs), hilal motifli taçlar kullanırdı. Boyuna takılan gümüş işlemeli kolyeler, nazarlıklar ve tılsımlar koruyucu anlam taşırdı. Göğüs kısmında ise “göğüslük” denilen ve çoğunlukla para ya da boncukla süslenmiş kolyeler yer alırdı.
Bel, Bilek ve Ayak Takıları
Kemer görevi gören işlemeli kuşaklar, altın veya gümüşten yapılmış kemer tokaları ile zenginleştirilirdi. Bilezikler (özellikle “Trabzon burması”) ve halhallar da geleneksel takılar arasındadır. Bazen takılar, miras ya da çeyiz eşyası olarak kuşaktan kuşağa aktarılırdı.
Takının Sınıfsal ve Ailevi İşlevi
Birçok Yörük aşiretinde kadınların taktığı takılar, aynı zamanda ailenin mal varlığını temsil ederdi. Bu takılar düğünlerde takılır, gerektiğinde bozdurulup kullanılabilir bir yatırım olarak görülürdü. Erkekler ise genelde takı takmaz, ancak hançer kını ya da yüzük gibi sembolik objeler taşırlardı.
Tılsım ve Nazara Karşı Takılan Takılar
Bazı takılar yalnızca süs için değil, koruma içindi. Kurşun dökülmüş muskalar, nazar boncukları, keçi kılıyla sarılmış iğneler gibi nesneler; çocukları ya da gelinleri kötü enerjiden koruma amacıyla kullanılırdı.
Yörük ve Türkmen takıları, yalnızca bir kadının süsü değil, aynı zamanda taşınabilir tarihi belgeler gibidir. Her boncukta, her iğnede bir geçmiş, bir dua saklıdır.
